Oyun İncelemeleri

oyun indir, oyun tanıtımları, oyun çözümleri, yeni çıkacak oyunlar, yeni çıkan oyunlar

Hakkında

PC,PlayStation 3,Xbox360,Wii için güncel haberleri, oyun incelemeleri,ön incelemeleri,hileleri,tam çözümleri ve çıkış tarihleri bulabilirsiniz. Ayrıca donanım bölümünde oyunculara özel donanım ürünlerinin incelemelerini ve haberlerini bulabilir,okuyabilirsiniz. Oyunlar için crack ve serial bulunmamaktadır.

Favori Oyunum

Crysis türk yapımı bir oyun ve her türlü grafik,ses bakımından muhteşem bir oyun...

Army of Two

Electronic Arts, oyun dünyasının bir numaralı oyun firmasıdır. Ancak her ne kadar en iyi firma olsa da genelde bir konu bulup onu sömürme politikası izler. Büyük başarı gösteren stüdyolar çok kısa bir süre içerisinde Electronic Arts bünyesine katılır ve EA için, onun istediği oyunları üretmeye başlar. Genel olarak başarı yakalayan firmayı satın alıp başarıyı kendine pay edinen bu firma, yapım aşamasında olan Army of Two ile firma politikasını oldukça değiştirecek gibi.
Ertelenmelerin de sonu geldi

Yayıncı firmaların en büyük korkuları, dağıtacakları oyunun belirledikleri süre içerisinde yapımcı tarafından bitirilmemiş olmasıdır. Eğer planlar yapıldıysa, raporlar hazırsa o oyun mecburen o dönemde çıkmak zorundadır. Bu yüzden birçok hatalı doğmuş oyunun dağıtıcılığını yapmıştır Electronic Arts. Ancak Army of Two için şirket içerisinde büyük bir torpil var. İki kere ertelenen oyunun kusursuz olması için Electronic Arts elinden geleni ardına koymuyor. Oyun severlerin yanı sıra tüm oyun dünyası tarafından büyük bir merakla beklenen Army of Two’nun Mart ayında çıkacağı kesinleşti. Peki nedir bu oyunu bu kadar büyük kılan şey?

Army of Two, adından da anlaşılabileceği gibi iki kişinin etrafında geçiyor. Silah arkadaşlığının yanı sıra gündelik hayatlarında da çok iyi dost olan Tyson Rios ve Eliot Salem’in kurşungeçirmez yelekleri, son model silahları ve düşmana korku salan maskeleriyle olan maceralarına ortak olacağız. Army of Two’yu özel kılan şey ne muhteşem grafikler ne de süpersonik bir hikaye. Oyunun en önemli özelliği, getirdiği oynanış sistemi. Army of Two, bu iki dostun asla kopmayacak ilişkisini ekran başındaki oyuncuya yaşatmaya çalışacak. Oyunu ister tek kişi ister de co-op olarak iki kişi oynayabileceksiniz. Army of Two’nun yapılış amacı ve tavsiye ettiği oynanış biçimi kesinlikle co-op modunda oynamanız. Ancak ikinci gamepad’im yok ne yapalım diyorsanız üzülmeyin. Merakla beklenmesini sağlayan taraf da işte tam burada devreye giriyor.

Sen git, ben arkandayım koçum

Tek kişilik oyunu oynarken yalnızlık hissine asla kapılmayacaksınız. Çünkü takım arkadaşınız her daim sizinle iletişim içinde olacak ve üstün yapay zekasıyla sanki onu yönlendiren bir insan olduğu fikrine kapılmanızı sağlayacak. İletişim içinde olacak sözünün ucunun biraz açık olduğunun farkındayım. Biraz daha açayım isterseniz. Takım arkadaşınız, yaptığınız her doğru veya yanlış harekete göre bir tepki verecek. Bu tepkiler gerek fiziksel gerek de kelimelerle olacak. Örneğin takım arkadaşınız ateş ederken önüne geçip siz ateş etmeye başlarsanız önünde durduğunuza dair sizi uyaracak. Eğer aldırış etmezseniz farklı bir sözle tekrar uyaracak. Yine aldırış etmezseniz bu sefer yerini değiştirecek. Ancak bu küçük olayla kurtulduğunuzu sanmayın sakın. Yaptığınız her ters hareketiniz, birbirinizi dinlememeniz, sizi birbirinize karşı küstürecek. Böylece zor bir anda emir verdiğinizde takım arkadaşınız ona uymayabilecek. Yine aynı şekilde takım arkadaşınız, düşman dolu bir bölgeye girdiğinizde sizin stilinizi inceleyecek. Bu stili hafızasına kazıyacak ve bir sonraki bölgede sizin her zaman sağ tarafa gittiğinizi bildiği için sol tarafı kendisi alacak! İşte Army of Two’yu da bu bir adım öne taşıyacak.
Bekleme Puanı:10
Yapımcı:
Electronic Arts
Yayıncı:
Electronic Arts
Çıkış Tarihi:
4 Mart 2008
Sistem Gereksinimleri:
Xbox 360 ve PlayStation 3

Devamını okuyun...>>

Brütal Legend

Metal müzik deyince akıllara her zaman bir profil gelir. Gözümüzün önünde belirir o metalci profili. Kollarında dövme, metal bileklikler, uzun saç, bazen uzun sakal, çeşit çeşit küpeler, kolyeler ve bir de kuru kafalı kemer tokaları… Bir metal grup solisti olan Eddie Riggs’in başını derde sokan da, işte o kemer tokalarından bir tanesidir…

CD kadar kemer tokası takarsan böyle olur

Eddie Riggs adlı kahramanımız, başarılı bir Metal grup solistidir. Hem şarkı söyler, hem gitar çalar ve hayatını böyle kazanmıştır. Hem görünüş olarak hem de içsel olarak Metal müziğe âşık bir arkadaşımızdır. O yüzden de yukarıda saydığım, Metal müzik yapanların olmazsa olmazı olan bütün her şey bu arkadaşımızda da vardır. Fakat kemer tokası diğerlerinden farklıdır. Hem boyut olarak, hem de içinde barındırdığı gizemli güçler açısından. Ebatları video da gördüğüm kadarıyla, yaklaşık olarak bir CD kadar falan; üzerindeki logo ise Motörhead’in bir albüm logosundan esinlenerek hazırlanmış… Her neyse, Eddie bir cuma namazı çıkışı, akordu bozulmuş olan gitarının, akordunu düzeltmeye çalışmaktadır. Bu sırada yanlışlıkla elini keser ve kan akmaya başlar. Murphy kanunlarının 1. maddesinde olduğu gibi, azıcık bir ihtimal dahi olsa kan bizim lanetli kemer tokasının üzerine düşer. Kanı temizlemeye vakit kalmadan, Eddie kendini farklı bir dünyanın içerisinde bulur ki bu yeni memleket Metal çağı diye adlandırılan bir çağı yaşamaktadır. Bu yeni dünyayı, bazı kötü amaçlı (! Ulan bir kere de iyi amaçlı kişilere rastlayalım) kişiler istila etmiştir. Bunu önlemekte tabii ki kime düşecek. Ozzy Osbourne’a düşmeyecek, bize düşecek tabii ki.

Balta ile Gitar

Oyunumuz bir aksiyon oyunu olduğu için, üçüncü kişi perspektifinden oyunu oynayacağız. Oyunda kullanacağımız silah, oyunun başlarında bize direkt olarak verilecek. O silahı bulunduğumuz mekan içerisinde bulup kullanmaya başlayacağız. Bu silahın ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Fakat balta olma ihtimali yüzde 98,9 gibi görünüyor. Çünkü trailerda elimizde balta vardı. Diğer silahımız ise akordu yeni düzeltilmiş cillop gibi gitar. Bu gitarı, düşmanın kafasında parçalayarak kullanmayacağız. Bu gitar ile belirli notaları yaparak, farklı sihirler elde edeceğiz. Yalnız, bir elimizde balta, diğer elimizde gitar olmayacak. Birini kullanırken diğerini kullanamayacağız. Balta ile yapabileceğimiz şeyler de saymakla bitmiyor. Odun kesebiliyoruz, buna ek olarak düşmanı ortadan ikiye ayırabiliyoruz. Büyük çaplı düşmanların, üzerlerine atlayıp kafalarını yarabiliyoruz. Kafa uçurabiliyoruz. Cellatlığa özenen arkadaşlarımızın derdine derman olacak bir silah var elimizde. Öte yandan, “yok ben aşk adamıyım, gitarımı çalarım” diyenler içinde akordu yeni yapılmış gitar var, seçim sizin.

Omzum ağrıyor, çıkma!

Oyunumuzun en can alıcı noktası ise bizim emrimizde olacak olan Metalci kılıklı herifler olacak. Bu adamları “savunmaya çekil” veya “saldır“ gibi basit komutlar ile yönlendirebileceğiz. Emrimize amade olan bu yandaşlarımızın en ilginçleri ise, yapımcının da üstüne basa basa anlattı Runaway’ler olacak. Bu yandaşlarımız, genellikle deniz ve havuzlarda oynanan deve güreşi adlı oyunu çok seven kişilerdir. Birbirlerinin omuzlarına çıkarlar ve ellerinde mızrak ile dövüşmeye başlarlar. 7 cüceler gibi büyük bir kule oluşturamasalar da, kayda değer bir güç artışı yaşanıyor bu omuza çıkma ve saldırma yöntemi ile. Oyunumuzun bir diğer özel kısmı ise, Salak ile Avanak filminde gördüğümüz minibüsten daha ilginç tasarımlara sahip minibüslerin yer alacak olması. Bu araçlara binip binemeyeceğimizi zaman gösterecek. Gönül ister ki binelim…

Son söz

Oyunumuz, Tim Schafer adındaki muhterem tasarımcının önderliğinde hazırlanıyor. Muhterem diyorum çünkü geçmişi hakikaten çok parlak bir tasarımcı. Sırasıyla, The Secret of Monkey Island, Monkey Island 2: LeChuck's Revenge, Day of the Tentacle, Full Throttle, Grim Fandango, Psychonauts gibi oyunlarda baş tasarımcı ve direktör olarak görev aldı. LucasArt’ı LucasArt yapan önemli isimlerden biridir bu amcamız. LucasArt’tan ayrıldıktan sonra şuan çalışmakta olduğu oyun yapım firmasını kurmuştur, yani Double Fine’ı. Herneyse, oyuna dönecek olursak, oyunumuz Xbox 360 ve Playstation 3 konsollarına çıkacak. Single Player ve Multiplayer olmak üzere iki mod yer alacak. Çıkış tarihi ise henüz belli değil, 2008 olarak duyuruldu. Bir ay ve gün belirlenmedi henüz. 2009’a falan sarkacağını düşünmüyorum oyunun. Yakında net çıkış tarihi açıklanır. Merakla bekleyip göreceğiz.
Bekleme Puanı:8
Yapımcı:
Double Fine
Yayıncı:
Sierra
Çıkış Tarihi:
2008
Sistem Gereksinimleri:
Xbox 360 ve PlayStation 3

Devamını okuyun...>>

Resident Evil 5

Capcom firmasının efsane haline getirmiş olduğu, uğrunda bir destan yazılacak serileri olan Resident Evil’ın en yeni oyunu Resident Evil 5 pek yakında kabuslarımıza tekrardan konuk olacak. Genelde oyun incelemelerini yazarken girişi yapmakta zorlanırım. O ilk cümleler çok önemlidir. Yazıya başlamadan önce ise sayın editörüm Yusuf Canpolat’ ın ilk cümlemi tamamlamama yardımcı olduğu için kendisine teşekkürü bir borç biliyor, girişi yapamadığım için özür dileyip lafı daha fazla uzatmadan yazıya devam etmek istiyorum.
RE ilk çıktığından beridir, T-Virüs insanlar üzerinde anormal bozukluklar gösteriyor, hızla yayılıyor ve ölümcül sonuçlar ortaya koyuyordu. İlk olarak virüs saptandı ve birçok kahramanımız virüsün etkilerini yok etmek için seferber oldu. Hikaye önceleri Raccoon City’ de geçmekteyken (zombilerin racon kestiği yer), şehrin yeryüzünden silinmesiyle birlikte hikaye farklı mekanlara kaydı. RE4’de Leon ile, Başkanın kızı Ashley için küçük bir kasabaya gidiyor ve Başkanın kızını zombiler arasından başarılı bir şekilde kurtarmaya çalışıyorduk. Sırada ise biraz sürpriz olarak bambaşka bir yerde olayları yoluna sokmaya ve yolumuza devam etmeye çalışacağız. İşte o yer Afrika olacak. İnsanların açlıktan ve susuzluktan birçok bulaşıcı hastalığa kolayca yakalanabildikleri bir yer olan Afrika’yı RE de görmek aslında garipsenmemeli. Ama bu sefer insanlar AIDS dahil yeni bir T-Virüs ile de karşılaşmış olacaklar.

Afrika’nın Yalnızlığındaki Esas Adam Kim?

Sorulması gereken ilk sorulardan birinin cevabının Chris Redfield olduğunu sanıyoruz. Zira verilen fragmanda başrolde Chris var. Afrika’ da ne sebepten bulunduğunun sorusu ise bir sır. Chris, Afrika’nın sıcak mevsiminde üzerine gelen kimi zaman bir topluluk, kimi zaman gelişmiş yaratık zombilerle uğraşmak zorunda kalacak. Seriyi takip edenlerin bildiği gibi RE4’de zombiler artık eski uyuşukluğunu bırakıp daha çevik bir hale gelmişler, mantıklarını ve beyinlerini kullanır olmuşlardı. Bu bizleri zorlasa da eğlence açısından oyuna çok şey katıyordu. İşte RE5’de de zombilerin çok zeki olduğunu göreceğiz. Uyuz zombiler artık tarihe karıştı. Chris karşısında ki zombilerle baş edebilmek için hayli zorlanacak. Çünkü yeni nesil zombiler çok hızlılar ve akıllılar. Onları atlatabilmek çok uğraş gerektirecek. Zaten siyahi insanların kas yapısı daha gelişmiştir. Bunu da mantık çerçevesinde yürütebiliriz.

Chris, oyunda en önemli iki etmen karşısında çok zorlanacak. Bunlardan ilki tabiî ki virüsten etkilenmiş insanlar. Genelde Chris’ in üstüne topluluk halinde çöktüklerini fragmanda izledik. Hangi biriyle baş edecek bu adam? Hızlı ve atik dedik, bu yüzden işi daha zor. Etrafındaki mekandan yararlanıp bir eve girse bu yine Chris için kurtuluş olmayacak ve zombiler Chris için pencerelerden, kapılardan, çatıdan, kısacası dört bir yandan saldırıda bulunmaya devam edecekler. Chris ne kadar yavaşlatırsa yavaşlatsın saldırı almaktan kurtulamayacak. Zombilerde çevresinde ki nesneleri kullanabilmekteler. Bunları, bir topluluğun üstüne kartopu atmak gibi düşünün ki bu karavana bir iştir, Chris’in üstüne envayi çeşit malzemeyi fırlatacaklar. İkinci ve bir o kadarda can alıcı etmen ise Afrika’nın aman vermeyen sıcağı. Öyle ki Chris güneş ile fazla temas ederse kendini iyi hissetmeyecek. Bu oyundaki can seviyemizi ve sağlığımızı etkiyebilecek. Buna bağlı olarak boş hayaller görebilmesi de söz konusu olabilirmiş. Bu yüzden kendimizi zaman zaman Güneş’ in etkisinden koruyup kapalı mekanlara girmemiz gerekecek. Tabi bu olaydan yırttığımız anlamına gelmiyor, her an olası bir zombi tehdidiyle de karşı karşıyayız anlamına geliyor. Çok güzel ve küçük bir ayrıntıda, nasıl ki biz karanlık bir mekandan aydınlık bir mekana çıktığımızda gözlerimiz kamaşır ve etrafı iyi algılamayız, aynı şekilde oyunda da bu özellik kendisini gösterecek. Yani genel olarak baktığımızda oyunda kapalı ve açık mekanlarda ki oynayış dağıtılmış olacak. Ben oyunda bize bir harita verilip, nokta görevler olacağını sanıyorum. Ulaşmamız gereken yere gidene kadar da zombi tehdidi altında kalırız diye düşünüyorum. Bu kesin bir şey değil ama oyundaki serbest oynanabilirlik bakımından en mantıklısı bu geliyor bana. Her ne olursa olsun çok korkup çok eğleneceğiz.

Grafik, Gerçekliğe Uzanımdaki Yolculuk

RE5 son derece kaliteli grafiklere sahip gözüküyor. Fragmana bakıp bunu hemen fark edebiliriz. Gerek tüm karakterlerin modellenmesi, gerekse çevre için çok uğraşılmış ve en iyi tonlar seçilmiş. Chris’in yüz mimiklerine kadar bunu görebiliyoruz. Fragmanda güneş’e baktığında, yüz ifadesinden kendisini pek de iyi hissetmediği ve durumundan memnun olmadığı anlaşılıyor. Chris dövüş tekniklerini kullandığı zamanda hoş bir görsellikle karşılaşacağız. Merminin sorun yarattığı durumlarda tekmeler savurup, yumruklara atacağız. Çok hoş ve eğlenceli olacak. Zombilerde aynı şekilde kaliteli modellemelere sahipler. İnsanların, zombilerin, Chris’in, çevrede ki mekanların güneş’in etkisine bağlı olaraktan gölgeleri de ortaya konulmuş ve güneş ışığının yönüne göre değişkenlik gösteriyor.

Ekipman bakımından hayli geniş olacağı izlenimi taşıyor RE5. Chris onca zombiyi haklamak için ihtiyaç duyduğu en gelişmiş silahlara sahip olacak. İlerde bunlara updgrade yapabilir mi bilmiyoruz ama tek başına sağlam bir ordu kuracak. Silahların sesleri de çok büyük yankı uyandıracak tabii ki. Yalnızca onlar değil zombilerin, Chris’in, çevredeki insanların da sesleri en iyi şekilde verilecek.

Oyundan ilk izlenimler bu kadar ama kalite konusunda RE5 çıtayı haylice boylamış durumda. Şu an hoşnut olmadığım ve verebileceğim tek eksi oyunun yine ilk olarak yeni nesil konsollarda piyasaya sürülecek olması. İlerde PC’ye çıkar mı bilinmez ama çıkmasını canı gönülden istiyoruz. Oyunun çıkış tarihi olarak 2008’in son çeyreği düşünülüyor ancak henüz resmi bir açıklama gelmedi. Şimdilik en kanlı zombilerle kalmayı hayal edin ve ne olursa olsun virüsten etkilenmeyin…
Bekleme Puanı:10
Yapımcı:
Capcom
Yayıncı:
Capcom
Çıkış Tarihi:
2008'in Son Çeyreği
Sistem:
Xbox 360 ve PlayStation 3

Devamını okuyun...>>

Empire Total War

Gerçek zamanlı strateji ve sıra tabanlı strateji oyunları denince aklımıza gelen ilk oyun Total War serisi olmuştur. Total War serisi, bu iki türü öyle güzel harmanlamıştır ki strateji seviyorsanız bu oyunu da seviyorsunuz anlamına geliyordu. Geçmiş yüzyıllarda geçen ve bizleri büyük kara ordularının muhteşem savaşlarının içine sokan Total War serisinin son durağı mavi denizler olacak. Empire: Total War, herkesin beklediği deniz savaşlarını bizlere sunacak.

Haydi, herkes denize

Total War serisi her zaman büyük kara savaşları ile oyuncuların göz bebeği olmuştur. Total War oyuncuları kara savaşlarının yanında sürekli olarak deniz savaşları da yapmak istediler ve yapımcı Creative Assembly’ye bu konuda baskı uyguladılar. Creative Assembly’nin bu baskılara cevabı hep, “kendimizi buna hazır hissettiğimizde deniz savaşlarını oyuna yansıtacağız” oldu. Ve sonunda o gün geldi çattı ve Creative Assembly Total War’ın deniz savaşları ile ön plana çıkacak oyunu Empire: Total War’u duyurdu. Demek ki Crative Assembly, deniz savaşları konulu Total War oyunu yapmaya hazır. E öylese, haydi herkes denize…

Oyunumuz diğer Total War oyunlarından farklı olarak biraz daha günümüze yakın bir zamanda geçiyor. Oyun 18. yüzyılı konu alıyor. O dönemde Avrupalı devletlerin sömürge yarışları ve coğrafi keşifler sonucu yeni bir kıtanın ortaya çıkması oyunun ana konusu. Oyunun olay örgüsü şöyle gelişiyor; Amerika, Avrupalılar tarafından keşfediliyor ve bu alanı sömürmek isteyen Avrupalı devletler buraya akın ediyor. Bizde bu devletlere karşı koyarak, Amerika’da yeni bir devlet kurmaya çalışıyoruz. Oyunda, düşman devletlerin aralarında hep okyanuslar olacağı için deniz savaşları hakim olacak. Deniz savaşları ile kendi kaderimizi çizecek ve oyunda yine en büyük olmaya çalışacağız.

Hazırlayın donanmayı! Çarpışmaya gidiyoruz…

Oyunda genel olarak deniz savaşları yapacağımız için güçlü donanmalara ihtiyacımız olacak. Bu yüzden oyunda sürekli olarak donanma çıkartmak zorunda olacağız. Oyun içersindeki savaşlar da önceki Total War oyunları gibi at ve kılıç ile olmayacak tabii ki. Daha modern silahlar ile savaşacağız. Donanmamızda son teknoloji toplar, askerlerimizde de bir o kadar teknolojik tüfekler olacak. Geçmiş oyunlardan farklı bir diğer yan ise savaşların biraz daha taktiğe dayalı geçecek olması. Direkt olarak çarpışmak yerine daha taktiksel ve öldürücü hamleler yapmak zorunda olacağız. Savaştan önce, karşımızdaki düşmana göre donanmamızı silahlandıracağız. Savaş sırasında düşman gemisine direkt olarak saldırma olayı da olmayacak. Sizin belirlediğiniz belirli noktalara ateş edilecek ve sizin oyun üzerindeki etkiniz biraz daha artacak. Yaptığınız başarılı top atışlarına göre düşman donanmasını okyanusun serin sularına gömebileceksiniz.

Oyunda yer alacak devletlere gelelim şimdi de… Oyunda Osmanlı devleti de yer alacak. Yayınlanan resmi devlet listesi şöyle: İngiltere, Fransa, Hollanda, İsveç, Osmanlı, Almanya, Rusya, İspanya, Polonya-Litvanya, Venedik. Bu ülkeler arasında Osmanlı’nın da olması sevindirici. Zaten 18. yüzyılda geçen ve konusu sömürge yarışı olan bir oyunda Osmanlı’nın olmaması abes kaçardı. Beni asıl endişelendiren konu, Osmanlı tarihi konusunda bazı saptırmalar yapılabilir. İnşallah öyle şeyler olmaz. Bayrak olayını hatırlıyorum da AoE 3’ten. O yüzden dikkatli olmalılar.

Sistem canavarı olabilir!

Oyunun neredeyse tamamı deniz savaşları üzerine olduğu için sistem gereksinimleri konusunda bazı endişelerim var. Deniz efektleri her zaman sistemi yoran efektler olmuştur. Empire: Total War’da, denizi ne kadar gerçekçi yaparlarsa sistemi o kadar yoracaktır. Tabii bazı ayarları kapatarak oyun oynanabilecektir fakat istenen ve görülmesi gereken şekilde asla oynanamayacaktır. Oyunu en iyi görselliklerle oynayabilmek için iyi bir sisteme ihtiyaç duyulacağını düşünüyorum. Bakalım beklediğim gibi olacak mı?

Oyun, birçok Total War severin beklediği tarzda bir oyun olacağı için şimdiden iştah kabartıyor. Umarım beklendiği gibi hit bir oyun olur. Bu oyunun fiyasko ile sonuçlanma ihtimalini çok az görüyorum. Oyunun çıkış tarihi henüz belli değil. İlerleyen zamanlarda çıkış tarihi açıklanacaktır. Oyun sadece PC platformuna çıkacak. Bekleyip göreceğiz…
Bekleme Puanı:8
Yapımcı:
Creative Assembly
Yayıncı:
SEGA
Çıkış Tarihi:
Belli Değil
Sistem:
PC

Devamını okuyun...>>

Dead Space

İnsanoğlu bildiğiniz gibi sürekli olarak sömüren bir yaratık olmuştur. Bütün insanlık tarihi boyunca bu böyle kalmıştır. Hala sömürüyoruz. Peki bu sömürmenin bir sonu olmayacak mı? Olacak. Yeryüzünde sömürecek bir şey kalmayınca olacak. O zamanda diğer gezegenleri sömürmeye başlarız… Tıpkı Dead Space’de olduğu gibi.

Ben uzay mühendisi olacağım amca
Giriş bölümünü yaklaşık olarak 20 kere silip tekrar yazdıktan sonra, oyunun hikayesi ile asıl konuya değinmeye başlayabilirim. Oyunda Isaac Clarke adındaki genç ve idealist (!) bir uzay mühendisini yönlendireceğiz. Dünyamızın yeraltı ve yer üstü kaynakları tamamen bitmiş durumdadır. Küçükken bu madenlerin tükeneceğini kestiren Isaac, geleceğin mesleği olarak gördüğü uzay mühendisliği bölümünü okumuştur. Her neyse, bir şirkette işe başlamıştır ve büyük madem gemileri yönetmektedir. Uzay mühendisi ünvanı ile yapıyor bunu. Her neyse, Planet Cracker adındaki gemi teknik bir arıza nedeniyle hasar görmüştür. Tabii bu hasar için hemen Isaac’i gönderirler oraya. Isaac çok para düşkünü biridir ve bu iş ona ekstraya geleceği için daha fazla para kazanmak amaçlı olarak hemen kalkar arızalı gemiye gider. Gemiye ayak bastığında ilginç bir his vardır içinde ve 6. hissi o kadar kuvvetlidir ki beklediği şeyler olur. Gemi yabancılar (alien) tarafından istila edilmiştir. Bu gemi onun için bir sınav olacaktır ve yaşama savaşı verecektir.

Hiç korku komasına girdiniz mi?

Oyunumuz tamamen hayatta kalmak üzerine olacağı için sürekli olarak av konumunda olacağız. Bir uzay gemisi düşünün, içinde yaşayan tek insan sizsiniz ve ne olduğunu bile tam olarak bilmediğiniz canavarlardan kaçmaya çalışıyorsunuz. Oyunun videolarını izlediğimizde atmosferin harika olduğunu görüyoruz. Her an bir yerden bir canavar çıkabiliyor. Hatta öyle ki Medusa’nın kafasındaki yılanlara benzeyen yaratıklar tarafından bacağınızın kapıldığı olabiliyor. Videoda gördüğümüz gibi bu durumdan bile silah yardımı ile kurtulabileceğiz. “Bundan bile kurtuluyorsak, bizi ne öldürebilir” demeyin! Videonun dışında görmediğimiz birbirinden değişik yaratıklar olacak. Baş tasarımcı Glem Schofield’ın söylediğine göre Dead Space, Doom 3’ün bile rahatlıkla geride bırakabilecek korku sahnelerine de sahip olacak. Hatta iddia ettiğine göre, bizi korku komasına sokacakmış. Doom 3’ün dışında oyunun ana ilham kaynağı Resident Evil ve Silent Hill serileriymiş. Zaten yaratık modellemelerine baktığımızda Resident Evil’dan direkt olarak esinlenildiğini de görüyoruz.

Koşarken attığını vuran var mı aranızda?

Oyunun diğer ekstralarına değinmek gerekirse, silahlar oyunda önemli bir yer tutacak. Dağ gibi canavarlara karşı yakın dövüş denemek biraz ahmakça olur herhalde, o yüzden elimize bir silah vermişler onu idareli bir şekilde kullanarak ilerleyeceğiz. Bunun yanında hayatta kalmak ana amaç olduğu için oyuna başladığımız maksimum can ile oyunu bitirmemize imkân yok. Bunun için belirli bölgelerdeki “Med Kit” adı verilen sağlık paketlerini kullanacağız. Oyunumuzun oldukça gerçeğe yakın bir oynanışı da olacağından bahsediyor baş tasarımcı Glem Schofield. Bunu da şöyle bir örnekleme ile açıklamış; “Gerçek hayatta koşarken silah kullanabilen birini söyleyin, bizde oyuna koşerken silah kullanabilme özelliği koyalım”. Evet, böyle diyor. Bu söyleme karşılık bende şöyle bir şey söylüyorum: “Battal Gazi, Kara Murat ve Tarkan’ın at üstünde giderken nasıl ok attığını bilmiyorsun galiba”. Ona böyle bir cevap verdiğimde, güldü ve şöyle dedi: “Onlar sadece Yeşilçam filmlerinde olur”. Bende sesimi çıkarmadım. Kendi bildiği gibi yapsın :) .

Son olarak

Konu iyice dağılmadan devam etmekte yarar var. Oyunumuz Unreal Engine 3 kullanılarak hazırlanıyor. Unreal Engine’in neler yapabildiğini Unreal Tournament 3 ve Gears of War’dan biliyoruz. Bakalım EA’in elinden bu motor ile neler çıkacak.

Oyun 2008 yılının son çeyreğinde piyasada olacak. 2008’de dikkat ettiyseniz, birçok hayatta kalma tabanlı oyun piyasada olacak. Left 4 Dead ve Alone in the Dark 5’te diğer hayatta kalma tabanlı oyunlar. Left 4 Dead’in multiplayer modu da olacak bildiğiniz gibi fakat Dead Space’te böyle bir durum yok. Single player modunda takılacağız. Dead Space, PC, Xbox 360 ve Playstation 3 platformları için hazırlanıyor. Son olarak oyunun web sitesine de bir göz atmanızı öneririm. Oyunun atmosferine uygun, harika bir web sitesi yapmışlar. Gezip görmenizi tavsiye ediyorum (ea.com/deadspace).
Bekleme Puanı:8
Yapımcı:
Electronic Arts
Yayıncı:
Electronic Arts
Çıkış Tarihi:
2008'in Son Çeyreği
Sistem:
PC, Xbox 360 ve PlayStation 3

Devamını okuyun...>>